Plagiarism, yani Türkçesiyle “intihal” ya da halk arasında bilinen şekliyle “kopya içerik”, başkasına ait bir fikri, yazıyı, görseli ya da çalışmayı kaynak göstermeden kendi eserinmiş gibi kullanmak anlamına gelir. Bir bakıma başkasının emeğini sahiplenmektir. Özellikle internet çağında, bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken, bu durum sıkça karşımıza çıkıyor.
Diyelim ki biri bir blog yazısı yazmış. Sen o yazıyı kopyalayıp kendi blogunda paylaştığında, bu plagiarism olur. Hatta sadece yazıyı değil, bir cümleyi ya da fikri bile alıp kaynak göstermeden kullanırsan yine bu durum geçerli sayılır. Bu sadece etik olarak yanlış değil, aynı zamanda akademik ya da profesyonel ortamlarda ciddi sonuçlara da yol açabilir. Okullarda kopya sayılır, iş dünyasında güven kaybettirir, internet sitelerinde ise Google tarafından cezalandırılır.
Plagiarism illa birebir kopyalama anlamına da gelmez. Başkasının yazısını biraz değiştirip, kelimeleri eşanlamlılarla değiştirip yayınlamak da çoğu zaman aynı şekilde değerlendirilir. Çünkü fikir hala sana ait değil.
Bunun yerine yapılması gereken şey basit: Kaynak göstermek. Alıntı yapıyorsan, nereden aldığını açıkça belirt. Ya da en güzeli, konuyu kendi cümlelerinle anlat. Hem özgün olursun, hem de emeğe saygı göstermiş olursun.
Kısacası plagiarism, hem yasal hem de etik açıdan kaçınılması gereken bir durumdur. Özgün olmak her zaman en doğrusudur.